Oğuz Çepni Boyu Dernekleri Federasyonu’nun ‘Kültür Buluşmaları” kapsamında 9-12 Mayıs 2024 tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Anadolu’nun farklı kültürel renklerine sahip illerini ağırladığı Yenikapı Etkinlik Alanı bu kez Oğuz Çepni Kültür Buluşmaları’na ev sahipliği yapacak.
Oğuz Çepni Boyu Dernekleri Federasyonu’nun ‘Kültür Buluşmaları” kapsamında 9-12 Mayıs 2024 tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Anadolu’nun farklı kültürel renklerine sahip illerini ağırladığı Yenikapı Etkinlik Alanı bu kez Oğuz Çepni Kültür Buluşmaları’na ev sahipliği yapacak.
Bu yıl Yenikapı Etkinlik alanında Oğuz Çepni Boyu Dernekleri Federasyonu tarafından 9-12 Mayıs 2024 tarihleri arasında 4 gün boyunca ilkinin yapılacağı Oğuz Çepni Kültür Buluşmaları’nda Türkiye’nin farklı Şehirlerinde yaşayan Oğuz Çepni Türklerinin Kültürü, Sanatı, Eğlenceleri ve Yöresel Lezzetleri kapsamlı bir şekilde tanıtılacaktır.
5 Mayıs Pazar günü Kadıköy meydanında saat 13:00 de halk oyunları ekibi eşliğinde yöresel lezzetlerden keşkek, höşmerim ve birbirinden farklı ürünler Kadıköy meydanında vatandaşlara ikram edilerek, Oğuz Çepni Kültür Buluşmalarına halk davet edildi ve basın açıklaması yapıldı.
” Bugün bizleri yalnız bırakmayarak katilim sağlayan Gazeteci ve yazar Milli Aydınlar Ocağı Platformu Başkanı Sayın Vedat Yenerer ve Hayri Uzunalioglu Hocamıza teşekkür ederiz.”
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü, Türkiye Kültür Yolu Festival Direktörü Selim Terzi, “Kültür Yolu Festivali’ne pek çok şehirden talep var. Festival ciddi bir marka oldu” dedi.
Ankara Rize Günleri kapsamında düzenlenen Nayla Altı Sohbetleri programında Birlik Haber Ajansı (BHA) Genel Müdürü Muhammet Kaçar ve RİDEF Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Aksu’nun sorularını yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü, Türkiye Kültür Yolu Festival Direktörü Selim Terzi açıklamalarda bulundu.
Genel Müdürlüklerinin isim değişikliği ile yapısal bir değişime gittiklerini kaydeden Terzi, “Yaşayan miras aslında öz kültürümüzün sahada yansıması. Geleneklerimizin, göreneklerimizin, örf, ananelerimiz, miras taşıyıcılarımız ve onlarla alakalı pek çok konuyu önce günümüze daha sonrada gelecek nesillere aktarma gibi bir vazifemiz var. Bir ayağını yaşayan miras olarak bu şekilde koordine ediyoruz. Bir diğer ayağın da ise Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin koordinesini yürütüyoruz. Bizi biz yapan aslında değerler, somut olmayan kültürel miras, yaşayan miras” dedi.
Kültür sanat projesi olarak 2021 yılında hayata geçen Türkiye Kültür Yolu Festivali başarı hikayesinin bu yıl Türkiye’nin 7 bölgesindeki 16 şehirde devam ettiğini kaydeden Terzi şöyle konuştu:
“Kültür Yolu Festivali’nin, 2021 yılında çıkış hikayesi Galata Kulesi’nin restorasyonunun ardından bakanımızla İstiklal Caddesinde yürürken bir sohbete gelişti. Atatürk Kültür Merkezi tamamlanıyor, Galataport bitmek üzere ve aradaki aksta başta Emek Sineması, Atlas Sineması olmak üzere buralara insanları nasıl sokabiliriz, bu mekanlarla insanları nasıl tanıştırabiliriz düşüncesiyle çıktı Kültür Yolu Festivali. Sonra Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ni yaptıktan sonra madem bu kadar iyi bir şey yaptık biz Ankara’da da CSO tamamlandı, Türk Ocağı Sahnesi tamamlandı burada da festival yapalım diye devam eden bir süreçti. Daha sonra baktık Türkiye’de pek çok tarihi eseri kültürel alanı Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü eliyle hem de Vakıflar Genel Müdürlüğü eliyle birçok eseri restore ediliyor, yeniden kazandırılıyor. Dolaysıyla dedik ki bölgelerimize her sene beş şehrimizi dahil edelim. Bu sene Adana’da başladık, 10 Kasım’da da Antalya ile nihayetlenecek. Tabi ki Kültür Yolu Festivali’ne pek çok şehirden talep var. Festival ciddi bir marka oldu, şehrin kültür tarihi anlamında şehrin gastronomisinden tutunda. Çocuk etkinliklerine kadar, kültür rotalarına kadar kültür ve tarihi buluşturan 9 günlük bir etkinlik oluyor” diye konuştu.
9.TÜRK DÜNYASI BELGESEL FİLM FESTİVALİ MÜRACAATLARI DEVAM EDİYOR
SON MÜRACAAT 30 AĞUSTOS 2024
“9.Türk Dünyası Belgesel Film Festivali ve yarışmasının”dalde yapılıyor.Bu yıl ki teması “Türk Kültürü ve Türk’ün Dünyaya Bakış Açısı”.Dereceye giren filmler “Mazlumlara Özgürlük 9 ülke 9 şehir 1 Festival” sloganı ile dokuz farklı ülkede gösterilecek.
Tertip komitesi konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı ”Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu öncülüğünde,Devlet kuruluşları, üniversiteler, meslek örgütleri,iletişim ve basın kuruluşları proje ortaklığı ile “9.Türk Dünyası Belgesel Film Festivali ve Yarışması” yapılıyor.
Konuyla ilgili Türk Dünyası Belgesel Film Festivali Düzenleme kurulu başkanı Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Menderes Demir şu açıklamayı yaptı.
“TÜRK DÜNYASI 2024 YILI BELGESELİNİ SEÇİYOR.
Festival ve Yarışmaya müracaatlar devam ediyor.Son müracaat tarihi 30 Ağustos 2024’tür.
Festival düzenleme kurulu olarak dünyanın en eski ve yaygın kültür miraslarından birini Türk kültürünün temsil ettiğini düşünüyoruz.Türk kültürünü gelecek nesillere aktarmak ve bu mirası yaşatmak önemli sorumluluklarımızdandır.
Türk kültürünün profesyoneller ve genç nesiller tarafından belgelenmesi/tanınması her geçen gün değişen-dönüşen dünyada iz bırakmak açısından önem taşımaktadır. Bu maksatla Türk Dünyası Belgesel Film Festivali ve Yarışması yapılmakta.
Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Macaristan ve Makedonya başta olmak üzere; özerk Türk Cumhuriyetleri, Tataristan, Çuvaşistan,Başkurdistan,Tuva,Yakutistan,Dağıstan,Hakasya ve akraba topluluklarının katımı ile.9.Türk Dünyası Belgesel film festivali ve yarışmasının Gala ödül töreni Türkiye de yapılacak.
Akabinde 9 ülke ve 11 Türk bölgesinde derece alan filmlerin gösterimlerini amaçlıyoruz.
Proje ortaklarımız; Türkiye’den İstanbul Üniversitesi,Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi,Başkent Üniversitesi,Ankara Bilim Üniversitesi,Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Gümüşhane Üniversitesi,Osmaniye Kork Ata Üniversitesi,Karabük Üniversitesi ve Yozgat Bozok Üniversitesi.Azerbaycan’dan Bakü Devlet, Azerbaycan Medeniyet ve İnce Sanat, Üniversiteleri,Kazakistan’dan Al Farabi Kazak Milli Üniversitesi,Jurganov adına Sanat Akademisi,Kırgızistan’dan Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi,Makedonya’dan Amerikan Fon Üniversitesi, KKTC’den Yakın Doğu Üniversitesi ve Özbekistan Taşkent Devlet Medeniyet ve Sanat Enstitüsü,Özbekistan Gazetecilik ve kitle iletişim Üniversiteleridir.
Festival destekçilerimiz; T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü,TİKA,YTB, Türk Dünyası Belediyeler Birliği, Yunus Emre Enstitüsü dür.
Projemize katkı veren sivil toplum örgütleri ve yayın kuruluşları ,SE-SAM, FİLM-SAN Vakfı, Gazeteciler Cemiyetleri Basın Vakfı, Anadolu Spor Gazetecileri Derneği,AVKON,TİMBİR,Azerbaycan Matbuat Şurası, Kazakistan Türk Medeniyetleri Vakfı,Kırgızistan Han Tangrı Vakfı’dır.
TRT Avaz, Türkmeneli TV, Kırgızistan-ASİA TV, Kazakistan EL ARNA TV, KKTC Bayrak Radyo TV, Genç TV, Türkiye-Mercan TV, Aksu TV, Fırat TV, BRTV’nin yayın desteği ile gerçekleştirecektir.”
Ankara’da, Azerbaycan Kültür Bakanlığı, Azerbaycan Türkiye Evi, Azerbaycan Türk Kadın Birliği ve Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) tarafından “Batı Azerbaycan’ın Kültürel Mirası Uluslararası Düzeyde” temasıyla Türkiye-Azerbaycan Ankara Forumu düzenlendi.
Ankara Kent Konseyi (AKK) binasında düzenlenen Türkiye-Azerbaycan Ankara Forumu’na Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Senem Arıkan, Ankara Kültür ve Turizm İl Müdürü Ali Ayvazoğlu, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Türk İnternet Medya Birliği Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, Azerbaycan Basın Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Agil Alesger, Azerbaycan Türkiye Evi Genel Sekreteri Toğrul Allahverdili, TİMBİR Yönetim Kurulu Üyeleri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile davetliler katıldı.
Türkiye ve Azerbaycan Milli Marşlarının çalındığı, Birlik Haber Ajansı (BHA) Genel Müdürü Muhammet Kaçar’ın sunduğu ve Türkiye-Azerbaycan birlikteliğine vurgu yaptığı programda konuşan Azerbaycan Türkiye Evi Genel Sekreteri Toğrul Alahverdili, öncelikle katılımcılara Türk Dünyasının Ece Annesi, Azerbaycan Türk Kadınlar Birliği ve ATEV başkanı Doç.Dr Tenzile Rüstemhanlının selamlarını iletti ve Türkiye’nin Karabağ savaşı döneminde Azerbaycan’ın maddi manevi yanında olduğunu vurguladı.
Allahverdili “Hepinizin bildiği gibi Batı Azerbaycan 4 yıl önce 30 yıldan fazla işgal altında kalmıştır. Bugün şükürler olsun ki Azerbaycan halkı Azerbaycan devleti var olmuştur ve var oluşunu sürdürüyor. O gördüğün bayrağımız şu anda Karabağ’ın bütün bölgelerinde dalgalanıyor. O topraklarda şehit olan kardeşlerimizi rahmetle anıyorum, devletimize ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine teşekkür ediyorum. Savaş döneminde maddi ve manevi Azerbaycan’ın yanında oldu. Bizim tek isteğimiz tek sorunumuz olan Batı Azerbaycanlıların mecburen göç etmiş kardeşlerimizin bu topraklara geri dönüşüdür” dedi.
Azerbaycan Basın Konseyi Üyesi Agil Alesger de Türkiye’nin Azerbaycan’ın haklı davasında her daim yanında olduğunu kaydederek tek millet iki devlet olarak birlikteliğimizin daim olacağını söyledi.
Türk Medyası Fransız AFP resmi basın organının yapmış olduğu dezenformasyonu engellediğini ve dünyaya Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklılığını ve Ermenilerin yalanlarını anlatabildiklerini söyleyen Türk İnternet Medya Birliği Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa şöyle konuştu:
“Karabağ’dan sonra stratejik ortaklığın ne demek olduğunu daha iyi anladık. Özellikle Karabağ Zaferinde Türkiye’nin Azerbaycan ile ortak çalışması sonucunda çok kısa sürede Ermenilerin işgal ettiği toprakları geri aldık ve hepimiz sevindik. Biraz önce İstiklal Marşlarını hep beraber söyledik bu çok önemli bir konu ama biz orada başka bir şey daha gördük evet Türkiye ile Azerbaycan Karabağ’da bir askeri zafer kazandı birlikte ama başka bir zafer daha kazandı. O da iletişim zaferi. Türkiye İletişim Başkanlığı ve Azerbaycan medyası ile Türk Medyası bir araya geldi. Fransız AFP resmi basın organını yapmış olduğu dezenformasyonu engelledi ve dünyaya Azerilerin haklılığını ve Ermenilerin yalanlarını anlatabildik yani medya ve iletişim başarısı yaptık. Biz Türk İnternet Medya Birliği olarak yıllardır bunu söylüyoruz. Medya birleşirse halklar yakınlaşır, medya birleşirse toplumlar güçlenir.”
Türklerin yaşamaya karar verdiği gün dünyayı o zaman hizaya getireceklerini ve bir millet iki devlet olarak yaşama iradesini ortaya koyduklarını söyleyen Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, şöyle konuştu:
“Türkiye Azerbaycan kardeşliğine duygudan eyleme taşıyarak şiirden ekonomiye taşıyarak kalkınmayı örgütlemek zorundayız. Dünyadaki süper güçler duygu ile değil ekonomi ile bizlere hükmediyorlar, dolayısıyla bizim duygudan yana bir sorunumuz yok biz yaşamaktan çok ölmeyi bilen bir milletiz. Dünya yaşamamızı merak ediyor. Yaşamamız daha tehlikeli ve ona da alışacaklar. Türkler yaşamaya karar verdiği gün dünyayı hizaya getirecekler. Bizler bir millet iki devlet olarak yaşama iradesi ortaya koyduk, dünyanın bütün bilişim teknolojileri ekonominin yeni kurallarının tamamını donanımlı ve yeni nesil ile beraber kültür sanat ekonomisiyle beraber kavuştuğumuz toprakları ekonomi ile buluşturacağız.”
“Bir millet iki devlet olmanın konforunu ve gücünü dünyaya ilan edeceğiz”
Bir millet iki devlet olmanın konforunu ve gücünü dünyaya ilan edeceklerini söyleyen Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’deki 80 milyon, dünyadaki 500 milyondan fazla Türk kimliği kültür sanat ihtiyaçlarını önce kendi topraklarına tanıtarak geliştirecektir. Azerbaycan’daki dostlarımız Gordion’a gelecekler. Mustafa Kemal Atatürk’ün Şerafettin Cami olarak tanınan ahiliğin, bundan 1 yıl önceki başkentteki ilan ettiğimiz Anadolu Selçuklu Devleti’nin dinlenmeye geçtiği dönemde Cumhuriyet kurarak buradaki esnaf örgütünün dayanışma ile ahlakla beraber toplumu yeniden kıyama kaldırdığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün bu şehirde bir devlet kurma geleneği var. Cumhuriyetin başkenti burası olmalıdır, dediği caminin etrafındaki hikayeyi de Azerbaycan’dan gelen çocukları selamlayacak. Hepimiz birbirimizin hikayesini muhafaza alacağız kalkınacağız bu güçle ekonomi ile barışacağız ondan sonra da biz tekrar bir millet iki devlet olmanın konforunu ve gücünü dünyaya ilan edeceğiz. Biraz önce ifade ettiğim gibi kardeşlikten yana bir sorunumuz yok, çok acil güçlü bir ekonomi ile buluşmamız lazım. Batı Azerbaycan’ın kültürel mirasının uluslararası düzeyde tanıtılması ortak kültürel değerlerimizin beşeri sermayemizle beraber kültür sanat ekonomi ile buluşturacağız. Bizim toprağın altındaki ekonomiden ziyade toprağın üzerindeki birikimimize ihtiyacımız var. Vatan yapabilmemiz için toprakları mezar taşlarındaki hikayelerle buluşturacağız biz. Yaşanmışlıklardır bir toprağı vatan yapan güçlü kudret. Bir ananın iki oğlu olacağız hep beraber. Azerbaycan ve Türkiye olmaya yıllarca devam edeceğiz, yine dinimiz bir diyeceğiz ve dilimiz de bir diyeceğiz. Her ikimiz de Cumhuriyet olarak kalacağız ve sonsuza dek bu kardeşlikle beraber bahtiyar olacağız.”
Azerbaycan ve Türkiye arasındaki kültürel benzerlikler ve ortak noktaların iki ülke arasındaki kardeşlik bağlarını güçlendirdiğini belirten Ankara Kültür ve Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu, “Azerbaycan ve Türkiye arasındaki kültürel benzerlikler ve ortak noktalar iki ülke arasındaki kardeşlik bağlarını güçlendirmektedir. Her ülkede ve zengin tarihleri kültürel mirasları ve benzerlikleri ile birbirlerine önemli bir şekilde bağlıdır bu ortak noktalar daha derin ve sağlam iş birliği ve dostluğun temelini oluşturması dileğiyle. Aslında ortak mirasımızı ifade eden belki biraz sonra yine konuşmacılarımızın da ifade edeceği pek çok somut olmayan kültürel mirasımızın UNESCO mirası listesinde beraber görmekteyiz. Özellikle de Korkut miras kültürü, Nevruz, minyatür sanatı, çay kültürü yine ipek böcek ve dokuma gibi geleneksel üretimler, Nasrettin Hoca, Molla Nasrettin, Molla Efendi, gibi yine tezhip sanatı yine iftar geleneği ve zanaatkarlık ve İcra sanatı, sedef kapma işçiliği gibi pek çok konuda Azerbaycan ile birlikte UNESCO mirası listesine başvurarak birlikte hareket ettiğimiz ve geleneksel kültürümüzü birlikte yaşattığımız “bir millet iki devlet” olgusunun temelini oluşturan alt yapıların kurulmuş olduğu bir birlikteliği sağlamış bir yapı olarak bir arada”
Panel gerçekleştirildi
‘Batı Azerbaycan’ın Tarihi-Kültürel Mirası paneline ise; Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çetin Elmas, Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu Başkanı Menderes Demir, Akademisyen Dr. Günay Nabi, televizyoncu Yalçın Aliyev ve YTB doktora öğrencisi Rashid Mustafazade konuşmacı olarak katıldı.
Programın sonunda konuşmacı ve protokol üyelerine Türkiye-Azerbaycan birliğini simgeleyen tablo hediyeleri verildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ormanları korumak ve yangınlara karşı alınacak önemler konusunda farkındalık oluşturmak adına ülke genelinde “Orman Benim” programı başlatıldı.
Program kapsamında; ilkokul ve ortaokul öğrencileri, mahalle sakinleri, sivil toplum kuruluşları tarafından Kemerburgaz Göktürk Devlet Ormanı içi ve bitişiğindeki yol kenarlarında bulunan ve yangına sebebiyet veren materyaller toplanacak, yangının büyümesini önlemek adına orman altındaki ağaçların dalları budanacaktır. Programa, İstanbul Valimiz Sayın Davut Gül de katılacaktır.
Bu önemli günde siz değerli basın mensuplarını aramızda görmekten mutluluk duyarız.
ORMAN BENİM PROGRAMI
Tarih : 3 Mayıs 2024 – Cuma
Saat : 10.00
Yer : Kemerburgaz Göktürk Devlet Ormanı Eyüpsultan/İstanbul
News
