İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020’de meydana gelen ve 117 kişinin hayatını kaybettiği 6,6 büyüklüğündeki deprem sonrası Türkiye, hayatını kaybedenleri anıyor.
İzmir’de 30 Ekim 2020’de saat 14.51’de yaşanan, merkez üssü Seferihisar olan ancak özellikle Bayraklı ilçesinde yıkıma neden olan deprem nedeniyle 117 kişi yaşamını yitirdi, 1034 kişi yaralandı. 85 bin vatandaş ise evini kaybetti.
Türkiye’yi yasa boğan depremin ardından tam 365 gün geçti.
Depremin simge ismi en çok kaybın yaşandığı Rızabey Apartmanıydı.
Rızabey Apartmanı’nda enkazın altından çıkarılan anne ve kız o kara günü anlattı. Enkazdan annesi ile birlikte sağ çıkan Fatma Okay ise Kemalpaşa ilçesinde yüksek binalardan uzak bir yaşam sürüyor.
Annesinin 2, kendisinin de 4 saat enkaz altında kaldığını belirten Fatma Okay, “Deprem döneminde haber izlemiyordum ama bir gün bir haberlerde arkadaşlarımın ölüm haberine rastladım. Çok ağladım. Öldüklerini o an kabul edemedim. 7 ay boyunca psikolojik tedavi gördüm ve sonra arkadaşlarımın mezarına gitmek istedim. Şu an yükseklik korkum olduğu için Kemalpaşa ilçesinde müstakil evde oturuyoruz. Okulum da tek katlı. Zor bir süreç yaşadık. Eskiden arkadaşlarımla apartmanın bahçesinde oyun oynardık. Böyle bir şey olacağını nereden bilebilirdik ki? Her şey daha dün gibi. Sayra Abla ve Feda ile bahçede vakit geçirirdik. Onların ölmesi beni çok üzdü. Böyle bir şeyi kimsenin yaşamasını istemiyorum” sözlerine yer verdi.
Deprem günü yaşadıklarını anlatan Fatma Okay, “Odamda online derse girmeden önce mutfağa gittim. Deprem olurken başımın döndüğünü sandım ama yukarı baktığımda avize sallanıyordu. Hemen salonda olan annemin yanına gittim. Annemle kolonun dibine gidip depremin durmasını bekledik ama şiddetli sallanıyorduk. Annemin korktuğunu görünce ‘Anne korkma’ dedim. Bütün odalar tek tek yıkıldı. Bina yıkıldığında çığlık sesleri duyduk. ‘Yardım edin, kurtarın’ diyorlardı. Bina yıkıldığında öldüğümü sandım ama sonra annemle birbirimizi teselli etmeye başladık. Ekiplere sesimizi ben duyurdum. Üstümüzdeki bina kalıntılarını kaldırdıklarında aydınlığı gördük. O an gözümü kapatıp güzel şeyler düşünmeye çalıştım. Hayal kurdum. Enkazla ilgilenmedim. Gözümü açtığımda annemi çıkarmışlardı. Enkazda tek kalmıştım. Beni kurtarıp sedyeye koyduklarında gözümü açtım ve gökyüzünü gördüm. O an Allah’a şükrettim” ifadelerini kullandı.
Bir daha aynı acıların yaşanmaması için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade eden Fatma Okay, “Binalarınızı kontrol edin. Sonunuz bizim gibi olmasın. Kentsel dönüşüme girmemezlik yapmayın. Kim suçluysa da şikayetçiyim. Binaları yapanlar ve denetleyenler görevlerini yerine getirsin. Böyle acılar yaşanmasın” diye konuştu. Anne Sema Okay da, “Deprem nedeniyle travma yaşadık. Yüksek binalarda oturamıyoruz. Binaların süsüne püsüne bakmamak gerekiyor. Biz buna aldanmıştık. Rıza Bey Apartmanı’na, 6 yıl önce taşınmıştık. Daire çok güzeldi. İç mimar tarafından çok güzel döşenmişti. Adeta kusursuzdu ancak depremde bina tamamen yıkıldı” dedi.